Eğitimlerinizin akılda kalıcı, eğlenceli ve ilgi çekici olmasını istiyorsanız bu yazı tam size göre
Global şirketler ihtiyaç duydukları yeteneklere sahip iş gücünü bulamadıklarını belirtirlerken iş arayanlar da istedikleri işe ulaşamadıkları için memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler. Buna ilave olarak bir şirkette halihazırda çalışanların birçoğu işi en yakın zamanda bırakmayı düşünüyorlar. Yöneticiler geleceğin iş yerlerini tasarlarken bu zorluklara ilaveten giderek artan uzaktan çalışma konusunu da vizyonlarına dahil etmek zorundalar. Ciddi oyunlar, personelinizin uzaktan çalışmalarına ve online eğitim hakkında olumsuz önyargılarına rağmen onlara ilham vermenize, birbirleriyle etkileşimde bulunmalarına ve motive olmalarına yardımcı olabilir.
Bize göre en önemli 10 uygulama alanını sizin için listeledik:
1- İşe Alım
Yıl içinde birçok iş ilanı yayınlıyorsunuz. Sonra ilgili ilgisiz belki yüzlerce başvuru alıyorsunuz. Belirli bir süre içinde birtakım eleme işlemlerini yapmış ve aday adaylarını netleştirmiş olmanız gerekiyor. Temsil ettiğiniz şirkete, iş biriminin taleplerine ve belki kendi deneyimlerinize dayanarak bir aday profili oluşturdunuz. Başvurular arasında iyi birkaç eşleşmenin bulunmasını umut ediyorsunuz. Ön değerlendirme için kullanabileceğiniz kaynaklar ön yazılar, özgeçmişler ve belki sosyal medya hesaplarından oluşmaktadır. Ağırlıklı olarak yazıdan oluşan bu kaynakların gerçekten doğru adayı tespit etmek için yeterli olup olmayacağı konusunda endişeleriniz var çünkü doğru eşleşmenin işte kalma süresini etkileyecek önemli bir ölçüt olduğunu biliyorsunuz.
Psikometrik veya bilişsel bir değerlendirme testinin yapılmasını isteyebilirsiniz ancak bu testlerin çok uzun sürdüğünü veya çok maliyetli olabileceğini bildiğiniz için bu yöntemi tercih etmiyorsunuz. Kaldı ki bu tür testlerle işveren markasına da zarar verebileceğinizi biliyorsunuz çünkü sınavların adaylar üzerinde stres ve kaygı yaratabileceğini düşünüyorsunuz. Potansiyel önemli işgücü adaylarının, daha yolun başındayken vazgeçmelerini istemiyorsunuz çünkü özellikle yeni nesilin deneyimlerini sosyal medya aracılığıyla ne kadar çok paylaştıklarını biliyorsunuz.
Her durumda güçlü bir işe alım süreci ciddi bir iştir ancak bir oyun kadar da kolay olabilir mi sorusunun cevabını merak ediyorsanız aşağıda yazacaklarımı dikkatle okumanızı öneririm.
Ciddi oyunlar doğru tasarlanırsa birkaç dakika içinde, stres ve kaygı yaratmadan, sınava gerek duymadan, sadece yazılı metinlere güvenmeden, saatler süren sınavlara göre daha fazla ölçüm noktasını tespit edebililirsiniz, işe alım sürecini eğlenceli ve öğretici hale getirerek yönetebilirsiniz. Bu tür oyunlar eşleşmeyen adaylar için de bir çözüm oluşturabilir. Oyun ile analiz ve eleme sürecinizi güvenli bir şekilde gerçekleştirdikten sonra ilgili kişinin aradığınız profil ile eşleşmiyorsa yapmış olduğunuz analiz verilerine dayanarak gelişme önerilerinde bulunabilir veya kurum içinde sunduğunuz online eğitim programlarına davet edebilirsiniz. Böylece hem elenen adayları boş göndermemiş olursunuz hem de elenen bazı adayların ilerleyen dönemlerde tekrar başvurmasını teşvik ederek sürdürebilirlik oluşturmuş olursunuz.
2- İşe Başlatma / Uyum
Nöroloji bilimine göre ilk izlenim çok önemlidir. Beynimiz birkaç saniye içinde bir kişiye güvenip güvenmememiz gerektiğine dair bir karar verir. İsminden de anlaşılacağı gibi işe başlatma, yani işe alma sürecinin daha başındayken potansiyel personelinizde bırakacağınız izlenimin bundan sonraki dönemi de etkileyeceği anlamına gelebilir mi?
O.C. Tanner’a göre şirketlerde yeni işe başlamış personelin dörtte biri ilk yılları içinde istifa ediyorlar. İstifaların %20’si ilk 45 gün içinde gerçekleşiyor. Brandon Hall Group tarafından yapılan bir diğer bir çalışmaya göre ise doğru tasarlanmış bir işe alım süreci, personeli elde tutma oranını %81 ve verimliliği %70 oranında artırır. Şirketlerin büyüklüğüne ve yapısına göre değişiklik gösterse de işe yeni başlayan bir kişi muhtemelen yeni sorumluluklarını benimsemek, şirket kültürüne uyum sağlamak ve yöneticiler tarafından farklı beklentileri karşılamak ile meşgul olacaktır. Bu yoğunluğa bir de yeterli düzeyde kişiye özel olmayan eğitim programları eklenirse yeni işe alınmış yetenekler doğru şirkette olmadıklarını düşünebilir ve farklı bir arayışa girebilirler. İşe alım sürecinde doğru konumlandırılmış bir ciddi oyun herhangi bir eğitimi herhangi bir kişiye sunmadan önce kişiye özel ihtiyacı keşfetmenize yardımcı olabilir. Çalışanınız, ihtiyacı olmadığı bilgiler ile vaktini harcamadığınız için size minnettar olacaktır ve bu da memnuniyetini artıracaktır. Personelin zamanla performansını artırmasını istiyorsanız bilgi düzeyine, sahip olduğu becerilere ve ilgili göreve özel uyarlanmış eğitimler sunmak doğru bir seçim olacaktır.
Bu hedef ile tasarlanmış oyunlar, aynı zamanda edindiğiniz becerileri uygulama ve öğrendiğiniz bilgileri hatırlama konusunda avantaj sağlamaktadır. İşe alım sürecinde aktarılan bilgilerin %90’ı daha işe başlamadan unutuluyor.
Oyunlar doğası gereği öğrenmek için önemli olan bağlamı ve uygulama imkanını sağlarken öğrendiğimiz bilgilerin belli aralıklar ile sorgulamasına imkan verir. Kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçiş sağlarken eleştirel düşünme becerisini de geliştirir.
3- Satış Eğitimi
Satış ekipleri müşteri kaybetmek istemezler. Satış eğitimi konusunu çevrim içi olarak araştırdığınız takdirde en çok bulacağınız içeriklerin genellikle ‘’en iyi satış elemanlarını işe almak’’ ve ‘’satış mülakatlarını başarıyla geçmek’’ ile ilgili olduğunu göreceksiniz. Pazarlama uzmanları en fazla arama yapılan konuları dikkate alarak içerik oluştururlar. Farklı bir deyişle, satış alanında işe alım süreciyle ilgili yoğun içerik varsa o zaman bu alanda yoğun bir arayış var demektir. Bu durumda en büyük tehlikenin aslında elemanları kaybetme olduğu varsayılabilir mi?
Türkiye’de çalışan sirkülasyonu ile ilgili çok fazla detaylı bilgi olmasada dünya çapında satış departmanlarının turnover oranı diğer bölümlere göre yaklaşık iki kat fazladır. Örneğin en büyük 10 teknoloji şirketinin satış ekibinde bir kişinin şirkette kalma süresi ortalama 1.8 yıldır. Bir satış temsilcisini yenilemenin maliyeti, o personelin yıllık maliyetinin %150 – %200 arasında olduğu düşünülmektedir. Daha yüksek kıdemliler için bu oran daha da yüksektir. Bununla birlikte yeni bir satış elemanının yerini doldurmak en az 6 ay sürebilir ve işe alışma süreci 18 aya kadar uzayabilir. Ayrıca ciro kaybı ve itibar kaybı gibi konuları da eklediğimizde bu alanda oluşabilecek zararı tahmin çok zor değil.
Satış departmanlarındaki sirkülasyon her şirketin karşılaştığı bir zorluktur. Pandemi ile hızlanan ve giderek artan uzaktan çalışma oranı yeni normal olacak gibi göründüğü için bu sirkülasyon sürecini yönetebilmek daha büyük bir zorluk haline geliyor. Satış artık her yerden yapılabilir. Bu dönemde iş piyasası son derece rekabetçi hale geldi ve şirketlerin birçok yeteneği kaybetmesine yol açtı. Peki işverenlerin mükemmel satış temsilcisini işe almak için harcadıkları kaynakları azaltıp, sahip oldukları ekibi geliştirmek ve onlara yatırım yapmak için daha fazla zaman ve kaynak ayırmaları durumunda sonuçlar tüm paydaşlar için daha umut verici olabilir mi? Satış personelinin ayrılmasına yol açan sebeplere baktığımız zaman yönetici yetersizliği listelerin en yukarısında yer alıyor. İyi yönetilen bir satış ekibinde satış elemanlarının bekledikleri özellikler: verimli iletişim, beklentileri net olarak belirtmek, samimi bir mentorluk, tutarlı bir geri bildirim olarak öne çıkıyor.
İletişim becerisi elbette herkes için önemli ancak kurumsal yapılarda bu beceriyi uygulamak aynı zamanda süreçlere ve standartlara uymak anlamına geliyor. Satış temsilcileri genelde hedef üzerinden değerlendiriliyorlar. Sadece hedef belirlemek genelde yeterli olmuyor. Bir ekip yönetiyorsanız ve her bir üyenizin amacına ulaşmasını istiyorsanız düzenli olarak onları ölçmek ve gerekirse davranışlarının değişmesini sağlamanız gerekiyor. Göstergeler ilerlemenin planlandığı gibi gitmediğini gösteriyorsa işte o zaman ekibinize yapacağınız mentorluk ve liderlik becerilerinin önemi artıyor. Geri bildirimin sadece işler ters gittiğinde değil her şey yolunda gittiğinde de önemli olduğunu atlamamak gerekiyor. Günümüzde sunulan yüz yüze ve dijital eğitimler maalesef bu tür gerçek hayat uygulamaları üzerinde uzmanlaşabilmek için yeterli değil.
Ciddi oyunlar, gerçek hayatta ihtiyaç duyduğunuz birçok beceriyi, güvenli bir ortamda, çok farklı deneyimler yaşatarak ölçmemizi ve edinmemizi sağlayabilir. Tek doğru yoktur. Hedefinize ulaşabilmek ve problemleri çözebilmek için hata yapma özgürlüğünüz vardır. Sahip olduğunuz bilgi ve deneyime dayanarak farklı bir yöntem ve strateji uygulamanıza izin verilirken etkileşimde olmak için sizi teşvik eder.
4- Müşteri Hizmetleri
Bazı şirketler işe alım süreçlerinde MBTI testi uygulamaktadırlar. MBTI, analitik psikolojinin kurucusu olan Carl G. Jung’un kişilik ve karakter analizlerine dayanarak, Isabel Myers ve Katharina Briggs tarafından hazırlanan bir kişilik çözümleme testidir. Anne kız olan bu ikili MBTI’yı 2. Dünya Savaşı döneminde, işgücüne ilk kez katılan kadınların kendilerine en uygun işleri belirlemelerine yardımcı olacağına inanarak yarattı. Bu test insanları 16 farklı kişilik tipine bölmektedir.
Kişilik çeşitliliği konusunu şimdi bir de müşteri hizmetleri bakış açısıyla görmeye çalışın.
Bir işletmenin müşteri hizmetlerinden sorumlu olan kişi telefonda, sanal olarak veya yüz yüze müşterilerinin arzularını, beklentilerini karşılamaya çalışır. Müşteri hizmetleri ekibine yeni dahil olmuş bir çalışan gerekli deneyimi birçok müşteri ile karşılaştıktan sonra zamanla kazanacaktır. Bu alanda konumlandırılan ciddi oyunlar, gerçek hayatın simülasyonu ile birçok müşteri hizmetleri durumu için empati yapmanızı, güvenli bir ortamda deneyimler kazanmanızı ve güçlü yanlarınız ile birlikte gelişmeniz gereken alanları analiz ederek özel raporlar sağlayabilir.
5- Liderlik ve Yönetim
Tarih bize öğretti ki liderler bir toplumun veya kuruluşun yükselmesini sağlayabildiği gibi çöküşüne de sebep olabilirler. Seçkin bir lider olabilmenin hiçbir dönem için kolay olmadığını düşünüyorum. Üst düzey lider geliştirme kuruluşu olan Center for Creative Leadership, dünyanın dört bir yanındaki liderlerin yaşadıkları zorlukları farklı bağlamlar ile tanımlamış olsalar da 6 zorlukla karşı karşıya kaldıklarını tespit etmiştir. Eğer siz de bir ekibe liderlik ediyorsanız muhtemelen aşağıdaki zorluklar sizin için de bir anlam ifade ediyordur:
- Verimli kalabilmek: zaman yönetimi, önceliklendirme, stratejik düşünme, karar verme.
- Başkalarına ilham vermek.
- Çalışanları geliştirmek.
- Ekibe liderlik etmek: kurmak, geliştirmek ve yönetmek
- Değişim yönetimi
- Paydaşları yönetmek
Profesyonel yaşamınızın bir an için oyun olduğunu varsaymanızı rica ediyorum. Bu oyunda şirketin liderisiniz ve ”gerçek” koşullar altında kişiler arası, organizasyonel ve ticari karmaşıklar arasından yolunuzu bulmanız gerekiyor. Verdiğiniz her karar hikayenizin farklı bir yönde gelişmesine sebep oluyor ve neticede başarılı olup olmayacağınızı belirliyor. Çok ta oyun gibi gelmedi değil mi? Her ucu insana dokunan ve bir şirketin ve bir toplumun kaderini belirleyebilecek bu zorulukları gerçek hayatta deneyimlemek gerçek liderler için kaçınılmaz olsada her zaman zararsız sonuçlanmayabilir.
Ancak gerçek hayatı taklit eden ciddi oyunlar, bilimsel çalışmalara dayanarak, teknoloji yardımıyla, güvenli bir ortamda, uygulayarak deneyim kazanmanızı sağlayabildiği gibi gelişmeniz için olmazsa olmaz olan ölçme ve değerlendirmeyi sunabilir.
6- Değerlendirme
Geleneksel eğitim-öğretim sisteminde ölçme değerlendirme kaçınılmazdır. Öğrenciler ders dönemlerinin arasında veya sonunda bir sınav aracılığıyla değerlendirileceklerini bilirler. Çalışma hayatında da durum çok farklı değildir. Örneğin insan kaynakları uzmanı olarak, siz de işe alırken değerlendiriyorsunuz, terfi gerçekleşmeden önce değerlendiriyorsunuz, bir eğitim verdikten sonra da yine değerlendiriyorsunuz. Bu tür uygulamaların birçok insanda kaygı yaratmasının çeşitli nedenleri olsa da temelinde başarısız olma ve değerlendirilme korkusu yatmaktadır.
Ciddi oyunların öğretim aracı olarak önemli bir potansiyele sahip olduğu konusunda fikir birliği vardır. Oysa ki ciddi oyunlar, sadece eğitici olmak ile kalmaz. Bu tür olumsuz duygulara yol açmadan teknoloji, hikayeleştirme ve psikoloji bilimlerinden faydalanarak geleneksel sınav ile kıyaslandığında çok daha kısa sürede ve eğlendirerek daha fazla ölçüm noktası sağlayabilir.
Oyun oynayarak hem eğleniyorsunuz, hemde deneyim kazanıyorsunuz. Verdiğiniz kararlar bir taraftan karakterin oyun içinde ilerlemesini sağlarken diğer taraftan sizi eş zamanlı olarak ölçmüş ve değerlendirmiş oluyor. Bir yandan sınav oluşturma zorunluğunu diğer yandan çalışanların sınavlar hakkındaki olumsuz düşünceleri ortadan kaldıran bu tür oyunlar bir çok probleme çözüm sağlayabilecek gibi.
7- İş Güvenliği
Yaparak öğren (learning by doing) yöntemini çok faydalı buluyorum ancak bazı konuları yaparak öğrenmek tehlikeli olabilir.
Yüzlerce saat teorik ders almış olsanız bile, bir uçağı havalandırmaya veya tank gibi askeri bir aracı kullanmaya cesaret edebilir misiniz?
Çok şükür kimsenin böyle bir seçim yapmasına gerek yoktur. Bu tür durumlar için yeterli düzeyde pratik yapmayı sağlayacak simülasyonlar var. Bu tür uygulamalar, eğitimi alan kişilerin problemlerine güvenli bir ortamda, mümkün olan en gerçekçi çözüm bulabilmelerini sağlamak için tasarlanmış araçlardır. Uluslararası Çalışma Örgütü her yıl yaklaşık 2.3 milyon kişinin iş kazası kurbanı olduğunu tahmin etmektedir. Bu kazaların yaklaşık 650 bini ölümle sonuçlanmaktadır. SGK verilerine göre 2019 yılında sadece Türkiye’de 423.551 iş kazası kayıt altına alınmıştır. İş kazaları sebebiyle oluşan maddi zararın ise yaklaşık olarak 171 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Kişi başına düşen miktar yaklaşık olarak 74.000 USD.
Havacılık ve Savunma alanında uygulanan bu tür simülasyonlar farklı sektör ve alanlarda da uygulansa iş kazaları sizce azalır mı?
8- Acil Durumlar Yönetimi (Emergency Cases)
Gayet sıradan bir gününüzü canlandırın. Sabah uyandınız. Çayınızı, kahvenizi içtiniz ve işe gitmek için yola çıktınız. Diğer günlerde olduğu gibi görevlerinizi yerine getirdikten sonra yorucu bir günü arkanızda bırakıp evinize gitmek üzere hazırlandınız. Eve giderken birkaç ihtiyacı karşılamak için markete uğradınız. Raflardaki ürünleri incelerken bir anda önünüzdeki beyefendi yere yığıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken insanlar adamın etrafında toplanmaya başladılar. Adamın yüzü bembeyaz kesildi. Kalabalıktan bir kişi: ‘’Kalp krizi geçiriyor herhalde’’ dedi. Ambulans çağırın diye haykıranlar ve etrafta koşan market çalışanları var. Bir kişi adama: ‘’Beyefendi iyi misiniz?’’ diye sesleniyor. Adam cevap vermiyor. Adam ile göz göze geldiniz. Donup kaldınız. Beyefendinin gözleri yavaşça kapanıyor ve kendisini yer bırakıyor. Maalesef şiddetli bir kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.
O beyefendi de aynı sizin gibi birkaç bir şey alıp ailesinin yanına dönecekti. Ama ne yazık ki ailesi onu bir daha göremeyecek. Siz dahil hiç kimse kalp masajı yapamadı. Aslında ilk yardım eğitimi almıştınız. Sürücü belgesine sahip herkes almıştı ama tam olarak nasıl yapılacağını hatırlamadığınız için hata yapmaktan korktunuz ve hiç denemediniz bile.
Eğer dün bu olay aynen böyle yaşanmış olsaydı bugün olduğunuz kişi yine olur muydunuz? Bu üzücü ama gerçekçi hikaye verimli bir eğitimin sizin ve insanların hayatında nasıl bir fark yaratabileceğini gözler önüne serdi. Bir eğitimi izlemek veya aktif bir şekilde dahil olmak fark yaratır. Sadece bir kez deneyimlemek veya birçok kez tekrar etmek de fark yaratır.
Kalp krizi, yaşayabileceğimiz acil durumlardan sadece bir tanesi. Belki bugüne kadar bir kez bile eğitimini almadığınız yangın, deprem, sel, boğulma, felç vb. birçok acil durum karşısında nasıl davranacağınızı biliyor musunuz? Acil durumları yönetebilmemizi sağlayan yüz yüze özel eğitimleri sürekli olarak tekrarlamak elbette uygulanabilir değildir. Kaldı ki bu tür eğitimlerin birçok kişi için yetersiz kaldığını yukarıda canlandırdığım kısa hikaye ile gördük. Peki hiçbir yere gitmek zorunda kalmadan, cep telefonu üzerinden, aktif olarak dahil olmanızı gerektiren uygulamalar olsa sizce bir fark yaratır mı? Ciddi oyunlar bu tür durumları pratikte uygulayabilmeniz için tasarlanabilir. Hata yapmaktan korkmadığınız, her hata yaptığınızda öğrendiğiniz ve onlarca kez kalp masajı tekniği uygulayabildiğiniz bir eğitim sürecinden sonra bildiklerinizi gerçek insan üzerinde uygulamaya cesaretiniz olur mu? Bence olur çünkü ciddi oyunlar ciddi fark yaratır!
9- Uyumluluk (Compliance)
Şirket olmak, yöneticilerin ve diğer çalışanların bir takım kurallar, düzenlemeler ve yasal zorunluluklar ile uyumlu hareket edebilmelerini Compliance terimi, uluslararası faaliyet gösteren ABD merkezli şirketlerin yolsuzluk ve rüşvet ile mücadele etmek için oluşturdukları düzenlemeyi ifade etmektedir. Bununla birlikte compliance, kuruluşların etik normlar çerçevesinde, kurucuların ve yöneticilerin vizyonu ile uyumlu ve güvenli çalışabilmesi için genişletilerek uygulandığını görüyoruz. Türkiye’de benzer düzenlemelerin, sigorta ve finans sektöründe görebiliriz. Suç gelirlerinin aklanması, terörün finansmanının engellenmesi ve halka açık şirketlerde şirketin varlığının korunabilmesi amacıyla çeşitli düzenlemelerin uygulandığını biliyoruz.
Bu alanda geleneksel olarak uygulanan eğitimler, genelde kuru ve sıkıcı içeriklerden oluşur ve çalışanlar tarafında istek ve merak uyandırmaz. Aksine katılmaya zorlanmış gibi hissetmelerine sebep olur. Bu motivasyon ile öğrenilen içerikler de zaten kısa zaman içinde unutulur. Oysaki tüm bu düzenlemeleri gerçek hayat uygulamalarına, oyun-temelli olarak tasarlayıp sunmak mümkündür. Ciddi oyunlar bu tür iş simülasyonlarında, gücünü hikayeleştirmeden ve oyunlaştırmadan alarak eğitimleri düz ve çizgisel bir formattan çoklu duyumuza hitap eden interaktif ve eğlenceli bir programa dönüştürebilir.
10- Proje Yönetimi
LinkedIn ağınının yaygınlaşması itibariyle profesyonellerin profillerinde PMP® ibaresini daha sık görmeye başladınız. Proje Yönetimi alanında sertifikalı bir profesyonel olduğunuzu gösteren bu belge, öncelikle ABD’de olmak üzere dünya çapında bilinen ve değer verilen bir vasfın kanıtı olarak kabul edilir. PMP® markasının sahibi olan Project Management Institute’a göre: ‘’Proje yönetimi, insanlara değerli bir şey sunmak için belirli bilgi, beceri, araç ve tekniklerin kullanılmasıdır.’’ Böyle bir sertifikaya sahip olabilmek için birkaç yıl proje yönetmiş ve haftalarca süren eğitim programını tamamlamış olmak gerekmektedir. Bu nedenle belli maliyeti olan bir sertifikasyon programıdır. Dolayısı ile böyle bir sürece girmek herkes için mantıklı olmayabilir. PMI’ya göre temel bir proje yönetim bilgisinin, çeşitli amaçları olan değişik rollere sahip insanlara değer katabileceği artık yaygın olarak kabul edilmektedir. Yapılan bir çalışmaya göre, projelerin başarılı olarak yönetilebilmesi için ihtiyaç duyulan birçok beceri arasında karar verme becerisinin hem en önemli hem de en eksik olan halka olduğu belirtilmektedir. Karar verme, her proje yöneticisinin kalite, risk ve kaynakları yönetmek için günlük olarak yaptığı bir eylemdir.
Proje yönetimi, insanlara değerli bir şey sunmak için belirli bilgi, beceri, araç ve tekniklerin kullanılmasıdır.
Project Management Institute
Sonuç olarak eğitim amaçlı tasarlanan ciddi oyunlar, bir uçak simülasyonu gibi, gerçek projeleri yönetmekle ilgili gerçek risklere ve maliyetlere maruz kalmadan katılımcılara öğrenme deneyimi sağlayabilir. Bu tür oyunların “katılımcıları karmaşık, gerçekçi proje durumlarına dahil edilebilme avantajı vardır. Uygun şekilde tasarlanmış ise ciddi oyunlar, geleneksel bir yöntemle öğretilmesi oldukça zor olan, karar verme gibi soyut proje yönetimi becerilerinin geliştirilmesine de katkıda bulunabilir.
Eğitim stratejinizi zengileştirmek için ”Ciddi Oyun” konumlandırmayı düşünüyorsanız alt satırdaki iletiyi okumanızı öneririm.
Kaynaklar:
Brandon Hall Group Report: The True Cost Of A Bad Hire
Center for Creative Leadership
Design and experience with a computer game for teaching construction project planning and control