Bir yazarın eserlerini daha iyi yorumlayabilmeniz için yaşadığı dönemi ve çevreyi de tanımanız gerektiğini okumuştum. Hakkımda yazdıklarımı öğrenmek istediğiniz için size gerçekten çok teşekkür ederim. Ben de elimden geldiği kadar özgeçmişimde veya sosyal medya hesaplarımda bulamayacağınız birtakım detayları aktarmayı çalışacağım.
Çocukluk yıllarımda zamanımın büyük bir kısmını insanlar ile görüşerek değerlendirirdim. O dönemde ordan burdan dinlediğim hikayeleri kendi tarzım ile ”zenginleştirerek” farklı insanlar ile paylaşmak beni çok heyecanlandırırdı. İşte o zaman hissetmiştim insanlara olan tutkumun çevremdekilere göre daha fazla olduğunu.
Üniversitede okumaya karar verdiğim yılda dünyada ilginç gelişmeler yaşanıyordu. İnternet hızı çağ atlamıştı ve Sosyal Medya Platformları iletişim şeklimizi değiştirmek için adeta sıraya girmişti. Büyük şirketler teknoloji, çevre kirliliği, müzik, moda, spor hikayeleri ile tüm dünyayı etkisi altına almak için çabalıyorlardı. Bu güç beni de etkisi altına aldığından üniversite için tek tercih yaptım: Medya.
Dönem arkadaşlarım ile birçok hikayeler dinledik, yazdık, anlattık ve anlatılmasına yardım ettik. Mümkün olduğu kadar çok teknoloji deneyimledik, içerik üzerinde tartıştık ve ürettik. Daha mezun olmadan çağımızın artık bir “medya çağı” olduğu tartışılmaz bir konu olarak kabul ediliyordu çünkü sosyal ağlar medya dünyasını da küreselleştirmeyi başarmıştı.
Yeterli düzeyde tecrübe edindikten sonra Türkiye’ye döndüm. Dijital Dönüşümün ülkemizde Avrupa’ya göre ne kadar hızlı ilerlediğini görmek beni çok düşündürüyordu. Tüm sektörler, sosyalleşme ve her türlü medya tüketimi hızla değişiyordu. Bu alanda bazı araştırmalar yaptıktan sonra bu değişime yön verenlerden olmak istediğime karar verdim. Son 10 yılda birçok üniversitenin, resmi kurumun ve şirketin dijital olarak dönüşebilmesi için katkıda bulundum. Bilginin teknik olarak herkes tarafından erişilebiliyor olması dünyaya bakış açımı değiştirdi. Artık medyanın ve teknolojinin bu gücünü büyük bir sorumluluk olarak görüyorum.
2020 yılı itibariyle dünya çapında yaşanan gelişmeler elbette beni de çok etkiledi. Son sürat çalıştığım bir düzenden çıkıp son derece sakin bir ortama geçiş yaptım. Bu sessizlik zaman içinde birikmiş ancak cevaplanmamış soruları hatırlamama neden oldu. Aradığım cevapları bulmak için yolculuğa çıkmak istedim. Hayat tekrar hızlanıp beni çağırdığında red ettim çünkü önemsediğim değerler üzerinde özgürce düşünebilmek için zamana ihtiyacım vardı.
Daha büyük bir ev, yeni bir araba ve farklı eşyalar için ayırdığımız imkanları soyut bir amaç için değerlendirmek istediğimde çok şükür ailem de benim yanımda oldu. Hanemizin tek çalışanı olarak bu kararı vermek çok kolay olmadı ancak bir süre sonra çok iyi bir ticaret yaptığımı fark ettim. Bu dünyada para ile satın alamayacağımız tek şey olan zamandır ancak onu para karşılığında değiş tokuş etmeyi başarmıştım.
Cevap aradığımda bir şeyin köküne inmeyi severim. Öyle yaptığımda tarih bana şunu hatırlattı:
İnsan evladı binlerce yıldır birbirini korumak, bilgi aktarımında bulunmak ve duygularını ifade etmek için hikayeler anlatıyor.
Dünya ne kadar değişirse değişsin, ne yaparsak yapalım, nihayi amacımızın böyle kalması gerektiğine inanıyorum.
Saygılar, sevgiler,